14 Nisan 2007

taraftar psikolojisi üzerine bir kaç kelam

eline sağlık emre. bilhassa taraftar analizlerine katılıyorum. takım atağa çıkarken kendimi veliefendi hipodromunda gibi hissediyorum. ama bunların önüne geçmek çok mümkün. geçilmesi mi gerekir bunu da tartışmak lazım.

takım haketmediği bir 3 puan aldı görüşüne katılmam mümkün değil. çok çok extra bir durum olmadığı sürece, gol atan takım hak etmiştir. (extra: anelka - konya, burak yılmaz - konya golleri) tigana'nın bu yeni kaynaşan ve genç takıma aslında çok fazla güvenmediğini görüyorum ve hak veriyorum. 4 lü defansı ve iki ön liberosu türk olduğu halde son 5 maçtır gol yemeyen ve hatta neredeyse en az gol yiyen takım olmasındaki gerçek de bence burada yatıyor. bir şekilde skor avantajını ele geçirince pimi çekilmiş el bombası baki'nin (iyi niyetine diyecek bir şeyim yok, hastasıyım) ne yapacağı belli olmayan burak'ın ve delgado'nun ipiyle kuyuya inilmez diye skora yatıyor. bence doğrru da yapıyor.

tigana bu sene şampiyon olmak istiyor. maçları garanti oynuyor. febe maçından sonra demeç veren her futbolcu "öncelikle gol yememek lazımdı" diye açıklama yaptı. tigana'nın genel mantığı bu. şurada kalmış 7 hafta, gol yiyerek işi zora sokmak istemiyor. şampiyonluğu kaybettiğimizde avunabileceğimiz düzeyde futbol oynayabilmemiz mümkün değil çünkü. hem güzel oynama lig boyu, hem de fantazi yaparak burnunun dibine kadar gelmiş şampiyonluğu itele. bunu taraftara kimse anlatamaz.

daha sezon başlamadan girdiğimzi bir hava var. GELİYORUZ!!!

bu hava yüzünden bizim şampiyon olmamız şart. febeyi yüzüncü yılda şampiyon yapmayacaz diye hedef koyan bir takım, şampiyon olmak zorunda. gerekirse bir tek pozisyon göreceğiz, onu da ağlarda göreceğiz.. seyir zevki yüksek maç izlemek isteyen m.united - roma maçını bir daha seyretsin...

Hiç yorum yok: