11 Kasım 2006

başlıksız yazı

bir önceki başlıksız yazımda antalya'dan dem vurmanın gereksizliğini aslında bunun toptan bir top atışı olduğunu vurgulamıştım..
Faruk da çok güzel betimlemiş vaziyeti, yada vasiyeti diyelim...
ben hep söylüyorum ama bıkmadan tekrar söyliyeceğim. Başarıya öykünmeyi, yada yenilgiye yerinmeyi bir kenara bırakmak lazım artık.
Ben bu tribünde ve semtte o kadar çok olay kavga isyan ısrar esrar gördüm ki, bugün iyi haldeyiz.
buraya yazmaktan üşendiğim ve güendiğim o kadar çok şey var ki...
Aslolan Hayattır, Hayatta Beşiktaş, Hayat da Beşiktaş !

ne yani format mı atalım?

Çarşı herşeye karşı, bugün "sosyete" ye de karşı çıktı.

Eğer biz kapalıdaki taraftarların bi tarafınız yiyosa kapıdan kaçmayın vs gibi tehditi ile yeni açık'tan çıkmaya korkuyorsak, eğer çıktıktan sonra Alen refakatine "sağ salim" köy içine getiriliyorsak, eğer numaralı tribün "satılmış çarşı" diye bağırıyorsa yönetim bu kez hakketten çuvallamıştır.

Yıllardır cayır cayır takımı destekleyen kapalı tribünün efendilerine, çekirdek çitleyerek maç izleyen taraftar grubu küfür ediyorsa, beşiktaş taraftarı gelip geçici yönetimler yüzünden birbirine düşmüşse, dolmabahçe'de deplasman takımını değil de karşı tribüne dayak atmak için bilendiyse siyah-beyaz yürekler, affedin boku yedik demekdir.

kimse, "ruhumuz burada" yazısına doğru bu kadar ağır bir şekilde küfür edemez. buna kimsenin hakkı yok. daha 10. dakikada gol yiyen kaleci, hatalı da olsa siyah beyaz forma giyerken, ona her top geldiğinde ıslıklamak, protesto etmek ve ona moral vermeye çalışıp olası ikinci bir hata yapmasını engellemeyi güden taraftara "ayar" vermeye kalkamaz. bugün benim taraftar olarak utandığım ender günlerden birisidir.

bu sezon, şeref bey stadında misafir takımları kendi takımımızdan daha çok alkışlamaya mecbur kalsakta, başarıyı çeken iki at vardır: sabır ve azim...

Beşiktaş:0 Sivasspor:1

Bugün basketbolda da GS'a kendi evimizde yenildik. Ne diyim hayırlı olsun....

Bugün Beşiktaş-Sivasspor, Saat 19:00'da

Ligin dibindeki takımlara puan dağıtmasıyla bilinen Beşiktaşımız bugün Sivasspor'a da bir abilik yapabilir. Canımız sağolsun. İnönüde olacağız, sevgimizi bir defa ilan edeceğiz. Eğer askerlik erteleme işi olmassa bu İnönüdeki son maçlarımdan biri olabilir. O yüzden geçen sefer ki gibi kendimi aşmadan efendi efendi durabilirim gibi:)

9 Kasım 2006

Beşiktaş taraftarı Tottenham maçında...

Bu maçta İnönü'de olduğumdan dolayı her zaman gurur duyacağım. Sizi seviyorum Beşiktaşlılar!

Beşiktaş'ın Tottenham maçındaki destansı taraftarı....

7 Kasım 2006

Ruhumuz bembeyaz, gözümüz kara..
senin sevdan uğruna, düştük yollara
sensizlik haramdır, hasretin yara
hapsolsam seninle geçen yıllara...

Böyle başlamıştı Antalya mevzusu;
toroslarda ağaçlar, Maki değil
ziyadesiyle Baki görünüyordu bize...
4-4'lük Türkiye defansımızın
her daim bok atılan adamı da yoktu bu maç..
Netice 12 Maçta yenilen 16 Gol oldu çıktı...
Artık Ne düşmek dalgalara, ne uçmak kartal misali dağlara tek derdim tigana,
diyebilsem ben de keşke.

Cordoba bi yanda... Sergenli günlerini özlemişim beşiktaşın,
yada her yıl yatağımın baş ucuna ilk 11'in posterini gururla astığım
90'lı yılların Kartalını...

Futbol değil hadise mutlaka...
Bu yüzden beşiktaşlıyız aslında.
Bu yüzden yazıyoruz.
Deyim yerinde olsun olmasın, umrumda değil hadise.
vaktiyle hatırladıklarım arasında en çabuk idrak ettiğim şu ki;
Bu iş Tigana'nın başkanın, alemin, alenin, kalemin işi değil...
Takımın iyi olacak, hocan iyi olacak, lobin sağlam olacak,
ancak o zaman şampiyon olursun,
lütfedilirsen.

4 Nala koşarken Lucescu ile Şampiyonluğa,
gasp ettiler şampiyonluğu.
Neden, gitti lobi elden.
Sinan kadar Engin olamıyor çünkü futbolun amatör ruhu.
Şimdi, ne anlatamıyor bu adam diye kıvranmayın diye özet geçeyim,
AA yada DHA dan göremeyeceğiniz alt yazıyı.

Bu sene Beşiktaş, çok başarılı gitse ne olur du,
sizce birşeyler değişir miydi?
Bence değişmezdi. Bu seferde önümüzü kesmek için başka bir yol bulurlardı
Cem Papila gibi olmasada 92-93 sezonu gibi olmasada.. yeni bir tarife açarlardı başımıza

Onun için, gelin bırakın maziyle övünmeyi, elaleme yerinmeyi..
Sportif başarıdan medet ummayın, ya da Beşiktaşlı olmayın.
Taraftarın taraftarı olun. Beşiktaş'ı BJK Sportif A.Ş için değil,
beşiğiniz ve mezar taşınız olduğu için sevin.

Hep dillendirmeyi sevdiğim şu şiir gibi;

"çabucak görülsün diye akdeniz,
toroslarda ağaçlar hep,
çocuk kalır"

Antalya bize anlattığı ile kalsın,
beşiktaş sevgisi çocukluğumuzda olduğu gibi
saf ve temiz yaşasın...

BEŞİKTAŞ’IN GOLCÜLERİ

Hakkı Yeten --- Maç: 439 --- Gol : 382
Şeref Görkey --- Maç: 445 --- Gol: 320
Feyyaz Uçar --- Maç: 491 --- Gol: 258
Ahmet Özaçar --- Maç: 569 --- Gol: 241
Şükrü Gülesin --- Maç: 281 --- Gol: 226
Nazmi Bilge --- Maç: 268 --- Gol: 158
Ali Gültiken --- Maç: 400 --- Gol: 154
Mehmet Özdilek--- Maç:346 --- Gol:151
Metin Tekin --- Maç: 530 --- Gol: 144
Recep Adanır --- Maç: 291 --- Gol: 143
Şenol Birol --- Maç: 225 --- Gol: 132
Kemal Gülçelik --- Maç: 188 --- Gol: 121
Eşref Bilgiç --- Maç: 346 --- Gol: 110
Bülent Esel --- Maç: 146 --- Gol: 99
Şevket Yorulmaz --- Maç: 173 --- Gol: 99
Sanlı Sarıalioğlu --- Maç: 461 --- Gol: 97
Güven Önüt --- Maç: 225 --- Gol: 94
Şükrü Erkuş --- Maç: 145 --- Gol: 83
Sabri Gençsoy --- Maç: 161 --- Gol: 80
Ziya Doğan --- Maç: 288 --- Gol: 62
Coşkun Taş --- Maç: 236 --- Gol: 60

Sana söz yine baharlar gelecek

Herkesin aklında aynı soru?Bu senede mi bitti?Hayaller seneye mi kaldı?
Galiba bu aralar hepimiz karamsarız takımın bu haline.En son Antalya macında bile 4 gol atmamıza ragmen kazanamadık.Takım sezona buyuk umitlerler basladı,transferler bombaydı,hoca kariyerliydi falan da filan.Ama en buyuk fiyasko kalede yasandı.İkinci fiyasko yıldızlarda...Ben cok karamsar degilim neden mi acıklıyayım.Hepiniz cok iyi bilir ki biz sezonun 2 yarısında cok iyi oynayan bir ekibiz 2003-2004 sezonu haric.Bence takım ilk yarıyı en az kayıpla atlatıp ikinci yarıyada Sakarya'nın manyak kalecisini alarak baslarsak acık ara şampiyon oluruz ve bu savım da kararlıyım takım cok iyi bence.Delgado,Rico,Kleberson,Nobre,Bobo,Zan,Toraman bence takım muhteseme yakın ama iste hala sanssızlıklar yakamızı bırakmadı.Bi de inadına Tigana var.Bence hala inadına kim gelecek rıza mı Samet mi yoksa baska bi yabancımı?Hepsini denedik olmadı en iyisi sonuna kadar dayanmak.Noluyo ole istifaya davetler,havaalanını basmalar.Bu takıma guvenin onlarda bize biraz guvenirler.

Beşiktaş'ın tarihçesi


BEŞİKTAŞ’IN TARİHÇESİ

Beşiktaş tarihine dönük çalışmaların içinde en temel kaynak Vala Somalı’ya aittir. Somalı elbette Beşiktaş dışında çalışmalar da yapmıştır. Beşiktaş’ın içindedir. Yöneticilik yaparak, Beşiktaş’lı olmayı hem deneysel hem de yazınsal olarak ortaya koymuştur. Vala Somalı, temel kaynakların başında gördüğümüz Beşiktaş Tarih’inde 1903 kuruluş dönemine getirdiği görüşünü, İlker ateş’in kitabında pekiştiriyor. “Arabacılar denilmesini siz sık sık eleştirdiniz. Bunu bir de bizim için açıklar mısınız?” Somalı verdiği cevapta Beşiktaş’ın görüşümüzle pekişen yapısına da temas ediyor : “ Beşiktaş Jimnastik Kulübü, 1903 yılında Serencebey’de Osman Paşa’nın konağında 22 seçkin genç tarafından kurulmuştur. Başta Osman Paşa’nın oğulları Hüseyin Bereket ile Şamil Osman olmak üzere tüm sporcular Osmanlı sarayına mensup ailelerin bireyleri oldukları için, o dönemin baskı rejiminden sıyrılabilmişler, Beşiktaş Kulübü’nü özel izinle kurma şansını yakalamışlardır. Beşiktaş beldesinin sakinleri, bu Beşiktaşlı gençlerin antrenman saatlerinde toplu olarak saray arabaları ile yaptıkları yolculukları ve gezileri sempati ile izlemişler, onlara bir de isim takarak “Saray arabalı gençler” demeye başlamışlardır. O zamanlar temiz ve taktir hisleriyle Beşiktaşlı gençlere yakıştırılan bu deyim zaman aşımı içinde, kendini bilmez bazı rakip taraftarlarca değiştirilmiş “Arabacılar”a çevrilmiştir. Beşiktaş saraya mensup çok seçkin bir zümre tarafından kurulmuş olmasına rağmen, belirli bir kesimin kulübü olmamış, “Karakterli olsun” prensibi içinde her kesime kapılarını açmıştır. Bu yönden hiçbir zaman komplekse düşmemiş, bilim adamları, komutanları, devlet adamlarını, ses sanatçıları ile olduğu kadar küçük esnafı ile arabacısı ile de iftihar etmiştir. O halde meslek primitinin bir kesimine sözle hakaret ederek, Beşiktaş’a arabacılar demek anlamsızdır.”

5 Kasım 2006

Acıyı öptüm durdum sen diye..

Saat tam 21:00. Öncelikle asla sakin değilim. Televizyonun başından kalktım, bilgisayarın başına geçtim. Beşiktaşlılara bu kadar işkence yapmaya kimsenin hakkı yok. Bugüne kadar hep sistem adamı olduğu için savunduğum Tigana nın bugün asalak futbolcularını sahada görünce sistemden ve oyun yapısından daha önemli birşey olduğunu iyice anladım; RUH! Futbolcuları tek tek değerlendirmek istemem ve sevmem aslında ama o kadar doluyum ki mazur görün. Birincisi Beşiktaş gibi büyük bir takımda 4 gol yiyen bir kalecinin ve onun önündeki Gökhan Zan, Ibrahim işte her kimse bunların hiçbir açıklaması olamaz, olmamalı. Orta sahada Ricardinho asla maç çevirebilcek falan bir adam değilmiş tekrar anladım, e koşmuyo da o zaman ne işe yarıyor biri bana açıklasın lütfen. Kleberson o kadar cok top kaybetti ki kanser etti . Ibrahim Üzülmez çok korkaktı. Hata yapar da Mehmet Sedef onun yerine oynar diye kaleye şut atmaya cesaret bile edemedi. Gokhan Güleç sana ne desem bilemiyorum söyleyecek hiç lafım yok. Geldiğin ilk günden beri alışamadım sana mesela bir kere çalım atıp adam geçtiğini göremedim; ne biçim forvet elemanısın? Serdar ortalarda dolaştı pek olumlu bişey yapamadı. Burak da oyuna girdi iyice batırdı zaten elde olanı. Bobo iyi miydi şanslı mıydı pek anlamadım ama fena değildi. Beğendim diyemem ama Koray ve Ali Tandoğan takımın ortalamasının üstündelerdi bence. Ama hiçbiri yüreğiyle oynamadı.

Tiganaya da, Demirörene de yazıklar olsun. Istifa edin defolun gidin! Bu zulmü biz haketmiyoruz.

Antalyaspor u tebrik ediyorum.

Antalyaspor: 4 - Beşiktaş: 4

Efendim bu sefer liderle aramızda puan farkı azaldı, ya da ikinciliğe yükseldik diyemeyeceğim. Olduğumuz yerde kaldık. Gol atamıyoruz ama yemiyoruz meselesi de bir çizik aldı. Sanırım bu maçın en polyannacı sonucu bu sezon ilk defa 3'ten fazla gol atabilmemiz olur. Bir gol sıkıntısı vardı, şansa mansa da olsa gol atılabileceğimiz görüldü.

Maçın hemen sonrasında ne kadar yıkıldığımı söylememe gerek yok. Heralde böyle yıkılmamış arkadaş da yoktur ama biraz geri çekilip baktığımızda bugün daha da iyi oynadığımız söylenebilir. Ancak daha iyiye gidişimiz o kadar yavaş oluyor ki Beşiktaş camiası buna daha ne kadar sabredebilir, bilemiyeceğim. Del Bosque ve Rıza'ya göre daha teknik, sistemik bir oyun kurgusu var ve herşeye rağmen Tigana'ya belki daha şans verilebilir ama gerilim arttıkça onun da pek şansı kalmayacaktır. Runje ise heralde artık kendine yeni kulüp bakıyordur...Ona tahammülü olan var mı? Bunu derken onun kadar hatta ondan çok defansçılarımızın hatası olduğunu da belirtmeliyim tabi. Runje'de merak ettiğim şeylerden biri o kadar hesap kitap yaptıktan sonra yaptığı her ama her kaleci vuruşunda topun karşı tarafa gittiğidir.

Ali Tandoğan'ın alınıp Mustafa Doğan'ın oyuna alınmasını da pek anlamadım ama Tigana'nın anlaşılmayan daha birçok oyuncu değişikliği olduğu için buna da he dedim. Hakan diğer oyuncularla ilgili gerekli şeyleri söylemiş:)


Futbol aşkı:)

12. Hafta: Antalyaspor Beşiktaş Saat 19:00

Beşiktaşımız Antalyaspor deplasmanında.
Tarih:05 Kas 2006
Saat:19:00
Hakem: Bülent Demirlek
Stad: Atatürk


Bu maça dair en son gelen "haberler":
Delgado sakat. Ali Güneş sakat. Nobre sakat.
Ricardinho ve Kleberson belki....

İnönü koridorlarından nostalji resimler

Delgado yine yok..

Şanssızlıklar, Antalyasporla Pazar günü karşılaşacak olan Beşiktaş ımızın yakasını malesef bırakmaya hiç mi hiç niyetli değiller. Ligin başında sakatlanan, geçenlerde de afedersiniz ishal olan Delgado'muz şimdi de kasığında ağrı hissettiği için maç kadrosundan çıkarılmış.

Not: Almamız lazım bu maçı...

4 Kasım Cumartesi gece yarısı Beşiktaş sitelerinin hali

Resmi site çalışmıyor:
ana sayfada
"Fatal error: Call to undefined function panic() in /usr/local/httpd-2.0.54/htdocs/tr/bin/vt.cls_2.0.php on line 1" deniyor....

Çarşı resmi sitesi
"Yeni Serverimiza taşınıyoruz.
Bir süre sadece "RUHUMUZ YETECEK", sizlere hizmet veremeyeceğiz.
Bu süre zarfında siz üyelerimizden özür dileriz..." diyor.

Beşiktaş.Org yayında.

Beşiktaşım yayında.

Beşiktaşk'ın sitesi biraz cozutuk halde yayında...

BJK Online sayfasında:
"ARADIĞINIZ SAYFA BULUNAMADI !!
LÜTFEN GİRDİĞİNİZ ADRESİ KONTROL EDİNİZ...

diyor.

Bunlar en çok baktıklarım... diğerleri ne halde bilmiyorum. Ben gece gece bunalımdayım.