İdeale yakın bir futbol gecesi oldu benim için. Daha erken Beşiktaş Çarşı'na varabilseydim daha da mutlu olurdum ama Papa trafiği yüzünden Mecidiyeköy'den Beşiktaş'a gitmek çileye dönüştü....
Neyse biramızı içtik, çerezimizi yedik ve stada yollandık. Sanırım kapalının çoğu da aynı haldeydi ki maçta tezahürat yapacak hal kalmamıştı (!), tabi yine de pek sessiz kalmadık.
Maçtan çıkardığım ilk sonuçlardan biri, maçtan önce daha çok içmek gerektiği... yoksa Beşiktaşımızın saç baş yolduran oyununa katlanmak zor oluyor.
Aslında hemen başlarda girilen pozisyonlar ve maç boyunca kaçırılan fırsatlardan daha çok gol çıksa, çok zevkli bir 90 dakika olurdu ama tam da öyle olmadı...
Ricardinho kıvamına gelmeye başladı. Bundan dolayı mutluyum. İbrahim Akın'ın bu takıma verebileceği pek birşey yok. O varolan potansiyelini Beşiktaşımız için ortaya çıkarmayacağını bir kez daha gönderdi. Pek de güvenmediğim Tigana'nın Ali Tandoğan'ı çıkarması da hataydı bence. Burak olsa olsa İbrahim Akın abisinin yolunu izleyecek gibi...
İşte böyle, son dakikasına kadar geren, bu yüzden maçtan çıkarken pek mutluluk boşalması yaşayamadığım ama sonucuyla bizi gruptan çıkacağımıza inandıran bir maç oldu...
1 yorum:
Cocuklugumdan beri Besiktas ile GS arasinda dostluk oldugu soylenilir. Bu hakikaten dogrumudur ve eger oyleyse nereden kaynaklanmistir, bilen varmi?
Bir GS'li olarak Besiktas'in benim icin cok degerli bir yeri vardir. Ayni seyi FB icin soyleyemem. Bir BJKli olarak GS - FB arasinda tercihiniz varmi?
Bu arada galibiyetinizi kutluyor, devamini diliyorum.
Yorum Gönder