Sistemine ve oyun felsefesine ne olursa olsun her zaman inandığım Mösyö bizlerle aynı şeyleri düşünüyor mu bilemiyorum ama futbolcuları için duygusal yönden asla bir tamamlayıcı olmadığı kesin. Bakın hocamız neler demiş : "Savunmada çok basit hatalar yapıyoruz. Gökhan'ın bir anlık hatası hakemin penaltı vermesine neden oldu. Oyuncularım antrenmalarda o kadar çalışmalarına rağmen maalesef maç içinde hiç beklemediğim hatalar yapıyorlar. Forvet oyuncularımda çok düşüş var. Burak sezona çok iyi başladı ama şu anda tanınmayacak kadar kötü oynuyor. Bobo da beni hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyor."
Her malubiyetten veya puan kaybından sonra eleştiri oklarının hemen futbolculara çevrilmesi hiç güzel bir olay değil. Belki Türk adetlerindendir bilemiyorum ama bana göre teknik direktör futbolcuları için sadece top hocası olmamalı. Baba da abi de olabilmeli yeri geldiği zaman. Yiğidi öldür hakkını ver demişler; Fatih Terim Galatasaray'ın başında Uefa Kupasını kaldırdığında, takımın bahçevanından masörüne kadar herkesle diyalog halinde olduğunu duyuyorduk ve ben bir kere dahi futbolcularını ateşe attığına şahit olmamıştım. Kolej takımı dedik, aile havası dedik, gençleştirme dedik, dedik dedik... Ama samimiyeti bir türlü yakalayamadık. Galibiyeti de yenilgiyi de takım halinde kutlayabilmek veya hazmedebilmek gerekli diye düşünüyorum.
Yağmurlu bir günde görmüştüm seni/üstünde çubuklu formalar vardı/bir anda tutuldum aşık oldum ben/hayatın anlamı siyah beyazdı/ölümle yaşamı ayıran çizgi/siyahla beyazi ayiramaz ki/her yolun sonunda ölüm olsa da/sevenleri kimse ayiramaz ki
4 Kasım 2006
3 Kasım 2006
FIFA yabancı oyuncuda sınırlama öneriyor...
Bir BBC haberine göre FIFA 6+5 önerisinde bulunmaya hazırlanıyormuş...Oyuncuların 5'inin yabancısı olabileceği bir şey. Haber burada, ingilizce olarak, kafası daha çok basan biri açabilir meseleyi:)
Verkaç'tan Muhammed Özhan'ın Tigana'ya tavsiyeleri burada. Vatan'dan Mehmet Tezkan coşkun bir yazı yazmış. Yenilgiye rağmen ben de bu coşkunluğu taşımak istiyorum, Tezkan'ın her dediğine katılmasam da...Mircea Lucescu Bobo'ya kızmış, biraz da Tigana'ya, onun dışında beğeniler var. Hürriyet gazetesi Hovardalığın sonu demiş. İyi demiş.
Verkaç'tan Muhammed Özhan'ın Tigana'ya tavsiyeleri burada. Vatan'dan Mehmet Tezkan coşkun bir yazı yazmış. Yenilgiye rağmen ben de bu coşkunluğu taşımak istiyorum, Tezkan'ın her dediğine katılmasam da...Mircea Lucescu Bobo'ya kızmış, biraz da Tigana'ya, onun dışında beğeniler var. Hürriyet gazetesi Hovardalığın sonu demiş. İyi demiş.
2 Kasım 2006
DİNAMO BÜKREŞ: 2 - BEŞİKTAŞ: 1
Bir hüzünlü gece daha. Beni tatmin eden tek şey, Beşiktaşımızın daha güzel oynuyor oluşu. Ama yetmedi:(
Group B'de durum:
(Oyun) (Puan)
1. Tottenham 2 6
2.Dinamo Bucuresti 1 3
3. Leverkusen 1 1
4. Club Brugge 2 1
5. Beşiktaş 2 0
Group B'de durum:
(Oyun) (Puan)
1. Tottenham 2 6
2.Dinamo Bucuresti 1 3
3. Leverkusen 1 1
4. Club Brugge 2 1
5. Beşiktaş 2 0
Bugün UEFA Kupası maçı: Dinamo Bükreş ile saat 20:30'da...
Dinamo Bükreş 13 maçtır yenilmiyormuş. Lucescu’nun Bükreş maçı öncesi Beşiktaş’a aktardığı bilgilere göre “Beşiktaş Bükreş’te kazanmak için oyunu kontrol edip rakip defansın arasına adam kaçırmalı. Fakat gördüğüm kadarıyla Beşiktaş’ta bunu yapabilecek bir forvet yok.” Tigana ise "Forvet Niculescu ile orta sahadaki Catalin Munteanu Dinamo Bükreş’in en teknik ve kilit oyuncuları. Bu iki oyuncunun topla ilişkilerini keser ve onları iyi marke edersek, rakibimizin oyun düzeninini bozabiliriz. Oyunun kontrolü kesinlikle bizde olmalı. Savunmada fazla zorlanacağımızı düşünmüyorum. Bu bölgede oynayan futbolcularımız formda. Bu maç bizim ölüm, kalım maçımız değil ancak kazanmak zorunda olduğumuz bir maç. Hedefimiz puan ya da puanlar almak. Forvette Bobo gününde olursa bizim işimiz kolaylaşır. Bobo yanında Gökhan Güleç’ten bu maçta beklentilerim büyük. Dinamo Bükreş özellikle hızlı ve kontratak oynayan takımlar karşısında zorlanıyor. Koray ile Kleberson’un iyileşmeleri beni sevindiriyor" diyor.
Koray ve Kleberson'un iyileşmiş olması güzel de şimdi de kondüsyonları yoktur. Hadi bakalım:)
p.s. Bükreş'e gidip de birisi stad notlarını aktarsa ne güzel olurdu değil mi?
p.s.2 arkadaşlar BetDevil'daki kapsamlı analiz. Beşiktaş kazanıra oynayıp, Beşiktaşın kazanması halinde bir servet elde edebiliriz ehehehe
Koray ve Kleberson'un iyileşmiş olması güzel de şimdi de kondüsyonları yoktur. Hadi bakalım:)
p.s. Bükreş'e gidip de birisi stad notlarını aktarsa ne güzel olurdu değil mi?
p.s.2 arkadaşlar BetDevil'daki kapsamlı analiz. Beşiktaş kazanıra oynayıp, Beşiktaşın kazanması halinde bir servet elde edebiliriz ehehehe
1 Kasım 2006
Sabah'ın gençler arasındaki anketi...
Sabah-TNS Piar anketinde gençlere hangi takımı tuttukları da soruldu: Her 10 gençten 4'ü G.Saraylı, 3'ü F.Bahçeli, 2'si de Beşiktaşlı. Kızların yüzde 45'i, erkeklerin yüzde 39'u G.Saraylı.... Ayrıcalıklı konumumuzu sürdürüyoruz. Herkesin Beşiktaşlı olmasına gerek yok:)
Beşiktaş taraftarı Cem Papila!
Cem Papila: “İstanbul’da okurken Kartal’ın maçlarına giderdim. Hiçbir zaman fanatik olmadım ama sıkı bir Beşiktaş taraftarıydım." Aslında Papila'nın Beşiktaşlılık iddiasında olduğunu geçen pazar Yiğit'ten duymuştum. Valla söyleyecek lafım yok. Bu adamın takımımıza tek katkısı ben olabilirim (!); artık yakın arkadaşlarımın bildiği üzere, benim için gerçek beşiktaşlılık hali o meşum Samsunspor maçı ile başlamıştır...
31 Ekim 2006
Beşiktaşım benimmm...
"canawar31" bahsettiğim trans halini youtube'a yüklemiş: "ikinci yarının başındaki 6dk durmadan sölediğimiz ve bütün stadı inlettiğimiz tezahüratın 3dk'sı." diyor. Aslında bu altı dakikadan daha uzun sürdü ve ilk yarıdaydı ama emin olamıyorum. Çekim açısı yüzünden trans hali de pek yansıyamıyor ama elimizdeki malzeme şimdilik bu kadar:)
bjk-sakaryaspor maçı- beşiktaşım benim tezahüratı...
Stada kamera sokulabiliyor mu? Bir Sony camcorder kullanma zamanı geldi!
bjk-sakaryaspor maçı- beşiktaşım benim tezahüratı...
Stada kamera sokulabiliyor mu? Bir Sony camcorder kullanma zamanı geldi!
30 Ekim 2006
helal olsun (!)
uzun zamandır bekliyorum. gerçekten, en ufak bir şeyden mutlu olan neşe budalası insanlar gibi bekliyorum. bir ışık görsem de güzel şeyler yazsam diye. kısmet böyle bir yazıya imiş. ikinci bir defa okumayacağım bu yazıyı, yazım yanlışları, cümle düşüklükleri için affınızı rica ediyorum.
helal olsun, daha az bi süre önce Tottenham'ı hep beraber Şeref Bey stadında alkışlattıkları için. helal olsun, 70 dakika 10 kişi oynayan bir takıma tarihinde ilk kez istanbul'da puan verdikleri için. helal olsun, taraftarı, Sakaryaspor'un oyunundan ötürü hem de ayakta alkışlamak zorunda bıraktıkları için.
yönetim istifa diye ben de o sinirle yeni açıktan VIP'ye doğru sinirle bağırdım bi kaç kez. sonra bir sigara yakıp, delgado'nun altıpas içerisinde gol atamadığı pozisyon sonrası tekmelediğim koltuğa oturup Sakaryaspor'u ve tatangaları alkışladım. Murat Erdoğan'ı alkışladım. Martinez'i alkışladım.
maçın geneline baktığımızda diye bir cümle yok arkadaşlar. maç diye bir şey yok. Nobre, Deli İbrahim ve Gökhan Zan'dan başka kim bu takımın oyuncusu merak ediyorum. takımın beyni olarak geldiği halde halı sahada kızlara hava atmak için artislik hareketler yapan yetenekli zibidilerden bir farkı olmayan Delgado mu? Brezilya'nın bize çaktığı Bobo mu? bırakın Allah aşkına. Bu takıma "büyük" olduğunu unuttaranlara yazıklar olsun. takımın beyni top alır, top dağıtır. Ricardinho 'yu kesip oynayacak bir tek isim söylebilir misin şu takımda. Sakaryaspor son 10 dakkada kontraya çıktığında M'bayo nun hemen yanıbaşında Rico'yu hemen ceza sahamız önünde izledikten sonra Martinez'i avlayamamış olsa da şut çekerken görmek yeterli değil mi karar vermek için. neredeyse Toramanın açıklarını kapattı oyuna girdikten sonra.
takımı gençleştirmek, ağızlarda cafcaflı duran magazinsel bir kavram. Bobo'ya 2 milyon euro vererek takım gençleşmez. bunun adı gençleştirmek değildir. şu durumda Bobo'nun Gökhan Güleç'ten ne farkı var? bu takım yetenekli fakat tecrübesiz gençlerin tecrübe kazanacakları takım değildir arkadaşlar. Serdar'ın bu takımda hiç bir suretle ilk 11'de oynama lüksü yoktur. yetenek gördüysen verirsin alt sıralardaki bir takıma, yağmurda çamurda top sektirmeyi öğrenir, kafa atmayı öğrenir ertesi sene gelir aslanlar gibi oynar.
Messi gibi, Arda gibi, Gökhan Zan gibi, Nuri Şahin gibi gençler bulamıyorsanız, tecrübeli ve yürekli adamlar bulun. Serdar bu genç yaşında İbrahim Üzülmez'in yarısı kadar koşamıyor. Mehmet Sedef, Nobre kadar savaşmıyor. Bobo, beğenmediğiniz Runje kadar kendini parçalamıyor. oyuna topu geç sokuyor diye leştirilen Runje, ikinci yarı pas atacak arkadaş bulmakta zorlanıyordu, dikkatinizi çekmiştir.
"İnadına Tigana" diye pankart açan kapalı, bu hafta yönetim ve tigana aleyhine tezahurat yapamadı ama maç esnasında birbirine girdi. arkadaşlar unutmayın, sebat ile inat arasında eğilmek ile domalmak arasındaki kadar ince bir fark vardır. cin başka peri başka diye bir veciz söz ve hatanın neresinden dönersen kârdır şeklinde atasözlerimiz de var. herkes kendine bir hisse alsın lütfen, buyurun.
helal olsun, daha az bi süre önce Tottenham'ı hep beraber Şeref Bey stadında alkışlattıkları için. helal olsun, 70 dakika 10 kişi oynayan bir takıma tarihinde ilk kez istanbul'da puan verdikleri için. helal olsun, taraftarı, Sakaryaspor'un oyunundan ötürü hem de ayakta alkışlamak zorunda bıraktıkları için.
yönetim istifa diye ben de o sinirle yeni açıktan VIP'ye doğru sinirle bağırdım bi kaç kez. sonra bir sigara yakıp, delgado'nun altıpas içerisinde gol atamadığı pozisyon sonrası tekmelediğim koltuğa oturup Sakaryaspor'u ve tatangaları alkışladım. Murat Erdoğan'ı alkışladım. Martinez'i alkışladım.
maçın geneline baktığımızda diye bir cümle yok arkadaşlar. maç diye bir şey yok. Nobre, Deli İbrahim ve Gökhan Zan'dan başka kim bu takımın oyuncusu merak ediyorum. takımın beyni olarak geldiği halde halı sahada kızlara hava atmak için artislik hareketler yapan yetenekli zibidilerden bir farkı olmayan Delgado mu? Brezilya'nın bize çaktığı Bobo mu? bırakın Allah aşkına. Bu takıma "büyük" olduğunu unuttaranlara yazıklar olsun. takımın beyni top alır, top dağıtır. Ricardinho 'yu kesip oynayacak bir tek isim söylebilir misin şu takımda. Sakaryaspor son 10 dakkada kontraya çıktığında M'bayo nun hemen yanıbaşında Rico'yu hemen ceza sahamız önünde izledikten sonra Martinez'i avlayamamış olsa da şut çekerken görmek yeterli değil mi karar vermek için. neredeyse Toramanın açıklarını kapattı oyuna girdikten sonra.
takımı gençleştirmek, ağızlarda cafcaflı duran magazinsel bir kavram. Bobo'ya 2 milyon euro vererek takım gençleşmez. bunun adı gençleştirmek değildir. şu durumda Bobo'nun Gökhan Güleç'ten ne farkı var? bu takım yetenekli fakat tecrübesiz gençlerin tecrübe kazanacakları takım değildir arkadaşlar. Serdar'ın bu takımda hiç bir suretle ilk 11'de oynama lüksü yoktur. yetenek gördüysen verirsin alt sıralardaki bir takıma, yağmurda çamurda top sektirmeyi öğrenir, kafa atmayı öğrenir ertesi sene gelir aslanlar gibi oynar.
Messi gibi, Arda gibi, Gökhan Zan gibi, Nuri Şahin gibi gençler bulamıyorsanız, tecrübeli ve yürekli adamlar bulun. Serdar bu genç yaşında İbrahim Üzülmez'in yarısı kadar koşamıyor. Mehmet Sedef, Nobre kadar savaşmıyor. Bobo, beğenmediğiniz Runje kadar kendini parçalamıyor. oyuna topu geç sokuyor diye leştirilen Runje, ikinci yarı pas atacak arkadaş bulmakta zorlanıyordu, dikkatinizi çekmiştir.
"İnadına Tigana" diye pankart açan kapalı, bu hafta yönetim ve tigana aleyhine tezahurat yapamadı ama maç esnasında birbirine girdi. arkadaşlar unutmayın, sebat ile inat arasında eğilmek ile domalmak arasındaki kadar ince bir fark vardır. cin başka peri başka diye bir veciz söz ve hatanın neresinden dönersen kârdır şeklinde atasözlerimiz de var. herkes kendine bir hisse alsın lütfen, buyurun.
Liderle aramızdaki fark 3 puana indi: Beşiktaşımız 0- Sakaryaspor 0
Sanırım bugünkü sonucun en güzel tarafı bu:) Üçüncülükteki yerimizi korurken, geçen hafta 4 puan olan fark bu hafta 3'e inmiş oldu. Takımımız taraftarına layık olamadığını bu hafta da gösterdi. Aslında son haftalarda izlediğim maçlar içinde en güzel oyunu gördüm ama Tigana'nın da maç sonucunda dediği üzere bitirci vuruşlar bir türlü gelmedi.
Şimdiye kadar defans ve orta saha sıkıntısından bahsediyorduk ama öyle gözüküyor ki forvet hattında da ciddi sorunlar var. Gökhan Güleç'in kaçırdığı pozisyonlar beni çıldırtıyor artık. Nobre iyi niyetli, çalışıyor falan ama asıl işi olan gol atımında yok ortada... İbrahim Akın kayıp bir oyuncu. Nedense teknik olarak en çok Bobo'ya güveniyorum ama onun da performansı ortada... Heralde Gökhan Zan'ı ileri çekmek gerekecek:)
Bugün maç sonucunda yönetim istifa tezahüratları daha gür çıktı. Ne yalan söyliyim ben de katıldım bunlara. Hatta kapalı pek katılmadı buna, numaralı ve eski açıktan daha gür çıktı istifa çağrısı. Bu arada 'katıldım' derken yanımdaki tanıdığım ve tanımadığım arkadaşlardan özür dilerim. maçın bitmesiyle beraber kontrolümü yitirdim, bağışlayın. Bütün bir haftanın depresyonunu silip attı bu istemeden ama etrafıma sıkıntı vermiş, onları tükürük yağmuruna tutmuş olabilirim. Biraz daha sıyırsam sahaya da atlama salaklığını yapabilirdim. Heralde epeydir içten içe biriken huzursuzluk patlama noktasına gelmişti, boşalttım...
* Gişelerde bir kaç haftadır bir sıkıntı var. Orada bir düzenleme yapılmalı, içeri giriş zor oluyor, sıkış sıkış zorla içeri giriyoruz. Bu arada epey bir kavga durumları oluyor. Ben girdikten sonra polisin biber gazı sıktığını duydum. Ne kadar gerçek bilemicem.
* Bu günkü maçta özellikle ilk yarıda kapalı altta uzayıp giden bir kavga oldu. Neden oldu bilmiyorum ama kavga eden tarafları bir güzel dövmek isterdim. Dikkat dağıtıyorlar, tabi ki huzuru kaçırıyorlar. Böyle zamanlarda dayımın ısrarına rağmen annemin beni zamanında karate kursuna göndermemesi - dayak yermişim diye- aklıma geliyor, gıcık oluyorum.
* İlk yarıda uzun uzun "beşiktaşım benim biricik sevgilim..." şeklindeki tezahürat yapıldı. İnsanlar transa geçmiş gibiydi. Valla ne diyim, şu anda başka sevgilim yok zaten. Gayet uygun düştü...
Şimdiye kadar defans ve orta saha sıkıntısından bahsediyorduk ama öyle gözüküyor ki forvet hattında da ciddi sorunlar var. Gökhan Güleç'in kaçırdığı pozisyonlar beni çıldırtıyor artık. Nobre iyi niyetli, çalışıyor falan ama asıl işi olan gol atımında yok ortada... İbrahim Akın kayıp bir oyuncu. Nedense teknik olarak en çok Bobo'ya güveniyorum ama onun da performansı ortada... Heralde Gökhan Zan'ı ileri çekmek gerekecek:)
Bugün maç sonucunda yönetim istifa tezahüratları daha gür çıktı. Ne yalan söyliyim ben de katıldım bunlara. Hatta kapalı pek katılmadı buna, numaralı ve eski açıktan daha gür çıktı istifa çağrısı. Bu arada 'katıldım' derken yanımdaki tanıdığım ve tanımadığım arkadaşlardan özür dilerim. maçın bitmesiyle beraber kontrolümü yitirdim, bağışlayın. Bütün bir haftanın depresyonunu silip attı bu istemeden ama etrafıma sıkıntı vermiş, onları tükürük yağmuruna tutmuş olabilirim. Biraz daha sıyırsam sahaya da atlama salaklığını yapabilirdim. Heralde epeydir içten içe biriken huzursuzluk patlama noktasına gelmişti, boşalttım...
* Gişelerde bir kaç haftadır bir sıkıntı var. Orada bir düzenleme yapılmalı, içeri giriş zor oluyor, sıkış sıkış zorla içeri giriyoruz. Bu arada epey bir kavga durumları oluyor. Ben girdikten sonra polisin biber gazı sıktığını duydum. Ne kadar gerçek bilemicem.
* Bu günkü maçta özellikle ilk yarıda kapalı altta uzayıp giden bir kavga oldu. Neden oldu bilmiyorum ama kavga eden tarafları bir güzel dövmek isterdim. Dikkat dağıtıyorlar, tabi ki huzuru kaçırıyorlar. Böyle zamanlarda dayımın ısrarına rağmen annemin beni zamanında karate kursuna göndermemesi - dayak yermişim diye- aklıma geliyor, gıcık oluyorum.
* İlk yarıda uzun uzun "beşiktaşım benim biricik sevgilim..." şeklindeki tezahürat yapıldı. İnsanlar transa geçmiş gibiydi. Valla ne diyim, şu anda başka sevgilim yok zaten. Gayet uygun düştü...
29 Ekim 2006
Tigana: Sakaryaspor maçın en kritik maçımız...
Sakaryaspor’un durumunun kritik olduğunu hatırlatan Beşiktaş Teknik Direktörü Tigana, "Bugün en zor maçımızı oynayacağız" dedi.
Beşiktaş-Sakaryaspor maçı 16:00'da İnönü'de...inşallah bu sefer maçtan önce buluşup içmeyi başarıcaz!
Beşiktaş-Sakaryaspor maçı 16:00'da İnönü'de...inşallah bu sefer maçtan önce buluşup içmeyi başarıcaz!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)