Yağmurlu bir günde görmüştüm seni/üstünde çubuklu formalar vardı/bir anda tutuldum aşık oldum ben/hayatın anlamı siyah beyazdı/ölümle yaşamı ayıran çizgi/siyahla beyazi ayiramaz ki/her yolun sonunda ölüm olsa da/sevenleri kimse ayiramaz ki
24 Şubat 2007
bundan sonra şampiyon olsanız nolur?
2-0'dan maç verip, zeka ve gurur yoksunu olduğunuzu bir kere daha gösterip, taraftarınızı böyle üzdükten sonra e be s*rip gitseniz.
19 Şubat 2007
1 Mayıs ve Kıraç..
70'li ve 80'li yılların idolü olan, bir dönem sosyalistler için rol modeli haline gelmiş Cem Karaca'nın söylemlerine ve tarzına benzerliği ile öne çıkarak, kendisini Cem Karaca'nın varisi olarak pazarlayan Kıraç, birbirine benzeyen dizi müziklerinin ve meleşir kuzular sesinin yanında son olarak da fenerbahçe için 100.Yıl bestesi yapmış.
Üstelik bir seneye yakın üzerinde çalışarak ve emek harcayarak yapmış bu besteyi. Ne var ki beste, argo tabiriyle düpedüz "arak".
Malum, şarkılar birbirine benzer. Türküler ve marşlar da. Öyle ki aynı ezgi ile söylenen 3-4 ayrı coğrafyanın anonim türküleri de mevcuttur. Gel gelelim bu son olay biraz farklı. Profesyonel bir müzisyenin göz göre göre aynı ritim ve notaları kullanarak, hatta daha da ileri gidip 1 Mayıs Marşı'nın coşku dolu söylemini bile hesaplayarak bir beste yapması, üstelik bunu fenerbahçe gibi ne mayısla ne de işçi sınıfıyla alakası olmayan bir takımın 100.yılı için yapmış olması. Hele hele koltuk kabartarak rezaleti lanse etmesi, bu toplumu ve teknolojiyi salak yerine koyduğunun göstergesidir.
Şahsım adına, müzik ile aram iyidir. Az buçuk eğitimim olsa da araştırır, okur ve tüm dünya dillerinde müzikleri didiklerim. Ailemin müzik ile olan münasebetinden olsa gerek, Kıraç'ın Marşını ana haberlerde yarım kulak dinledikten sonra, neydi lan bunun sözleri diye düşünürken aklıma anında 1 Mayıs'ın gelmesi, bir çok kişiden önce bu durumu fark etmeme neden oldu. Ben de gittim, devlet sanatçısı ve hasta fenerli olan, hayatında müzik ve fenerbahçe'den başka birşeyi olmayan müzisyen kuzenime sordum. Önce inkar etti durumu, sonra 1 Mayıs Marşı'nı hatırlamadığını söyledi ! Nihayetinde birlikte youtube'dan dinledik Cem Karaca'nın yorumunu ve beklenen oldu, gerçek bütün çıplaklığı ile ortadaydı...
Beni asıl güldüren olay ise, tribünde her daim bizi ve bestelerimizi taklit bile edemeyen, direk "çalan" fenerbahçe'nin, profesyonel bir müzisyene yaptırdığı bestenin de araklama olması. Hatırladığınız üzre geçen sene de "Çocuklar İnanın" bestesinin üstüne yatıyorlardı.
Neyse ki söz uçar yazı kalır misali yüzlerine "birrrrrr" tokat misali yapıştırarak tozlu sayfaları sararmış "forzabeşiktaş" dergisi sayesinde bestemizi kimseye yar etmedik. Şimdi sizleri 2 marşıda dinleyin diye azad ediyorum.
Son olarak da Nazı Hikmet Ran ve Edip Akbayram'ın affına sığınarak, "İnanın Çocuklar" bestemizin sitemkar halini zikretmek istiyorum....
Üstelik bir seneye yakın üzerinde çalışarak ve emek harcayarak yapmış bu besteyi. Ne var ki beste, argo tabiriyle düpedüz "arak".
Malum, şarkılar birbirine benzer. Türküler ve marşlar da. Öyle ki aynı ezgi ile söylenen 3-4 ayrı coğrafyanın anonim türküleri de mevcuttur. Gel gelelim bu son olay biraz farklı. Profesyonel bir müzisyenin göz göre göre aynı ritim ve notaları kullanarak, hatta daha da ileri gidip 1 Mayıs Marşı'nın coşku dolu söylemini bile hesaplayarak bir beste yapması, üstelik bunu fenerbahçe gibi ne mayısla ne de işçi sınıfıyla alakası olmayan bir takımın 100.yılı için yapmış olması. Hele hele koltuk kabartarak rezaleti lanse etmesi, bu toplumu ve teknolojiyi salak yerine koyduğunun göstergesidir.
Şahsım adına, müzik ile aram iyidir. Az buçuk eğitimim olsa da araştırır, okur ve tüm dünya dillerinde müzikleri didiklerim. Ailemin müzik ile olan münasebetinden olsa gerek, Kıraç'ın Marşını ana haberlerde yarım kulak dinledikten sonra, neydi lan bunun sözleri diye düşünürken aklıma anında 1 Mayıs'ın gelmesi, bir çok kişiden önce bu durumu fark etmeme neden oldu. Ben de gittim, devlet sanatçısı ve hasta fenerli olan, hayatında müzik ve fenerbahçe'den başka birşeyi olmayan müzisyen kuzenime sordum. Önce inkar etti durumu, sonra 1 Mayıs Marşı'nı hatırlamadığını söyledi ! Nihayetinde birlikte youtube'dan dinledik Cem Karaca'nın yorumunu ve beklenen oldu, gerçek bütün çıplaklığı ile ortadaydı...
Beni asıl güldüren olay ise, tribünde her daim bizi ve bestelerimizi taklit bile edemeyen, direk "çalan" fenerbahçe'nin, profesyonel bir müzisyene yaptırdığı bestenin de araklama olması. Hatırladığınız üzre geçen sene de "Çocuklar İnanın" bestesinin üstüne yatıyorlardı.
Neyse ki söz uçar yazı kalır misali yüzlerine "birrrrrr" tokat misali yapıştırarak tozlu sayfaları sararmış "forzabeşiktaş" dergisi sayesinde bestemizi kimseye yar etmedik. Şimdi sizleri 2 marşıda dinleyin diye azad ediyorum.
Son olarak da Nazı Hikmet Ran ve Edip Akbayram'ın affına sığınarak, "İnanın Çocuklar" bestemizin sitemkar halini zikretmek istiyorum....
Ezikler Utanın
Utanın Ezikler
Daha Neler göreceğiz
Ne rezillikler.
Yetmedi mi çaldığınız bizim besteler ?
Allah Belanızı versin gençfenerliler...
İyki varsınız.. Siz de olmasanız.. :) :)
Utanın Ezikler
Daha Neler göreceğiz
Ne rezillikler.
Yetmedi mi çaldığınız bizim besteler ?
Allah Belanızı versin gençfenerliler...
İyki varsınız.. Siz de olmasanız.. :) :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)