21 Aralık 2006

İletişim yayınlarında Çarşı paneli


Salı günü fakülteden çıkıp koştura koştura Çemberlitaş'taki İletişim Yayınlarına gittim. Yayınevlerinin başlattığı oturumlardan o günküsü Çarşı üzerineydi ve Rıdvan Akar ve Cem Dizdar'ın yanında Alen abinin de geliyor olması ne yapıp ne edip gidilmesini gerektiriyordu:)

Cem Tüzün saolsun, tüm panelin ses kayıtlarını yüklemiş:
http://rapidshare.com/files/8240298/carsi_neye_karsi_bolum_1.mp3.html
http://rapidshare.com/files/8306429/carsi_neye_karsi_bolum_2.mp3.html

Ayrıca Forza forum'da da panelle ilgili epey bir not var. Ornegin Recep Yilmaz'ın vurguladığı şeyler önemli.

Bunun yanında başka ne denebilir?
* Alen'in 41 yaşına giriyor oluşunu öğrendik:)
* Rıdvan Akar (R.A.), bu ülkede cinsiyet, eş, siyasi tercih değiştirilir ama takım değiştirilmez dedi.
* Çarşı'yı ayıran özellikler; yaratıcılık, heyecan, fırlamalık; FB ve GS'de takım başarısı, BJK'de taraftar başarısı var; semt merkezli oluş Çarşı'yı farklı kılar(R.A)
* 80'lerde en önemli mücadele İnönü ortak kullanıldığından kapalı'yı kaptırmamaktı...Çarşı Türkiye'yi yansıtır, her kategoriden insan vardır, heterojen bir topluluktur, pankartlarımıza da dikkat... 70-80 arasında bir BJK fenomeni vardı; 9000 kişilik kapalının hakimiyeti beşiktaşlılarda idi; 60-70'imiz 1975'lerden beri her maça gelir; eskiden böyle döner bıçağı falan yoktu, çakı bile olmazdı, yumruk yumruğa meydan kavgaları olurdu... (Alen)
* Taraftarların kendilerini oyunla nasıl ilişkilendirdiklerine bakmak lazım, Çarşı aslında bir post modern bir örgüt, ülke çapındaki yazılamalar vb... Çarşı karşı olma halidir, taraftar sırf taraftar değil takımın bizzat kendisi sanmaktadır kendini... (Cem Dizdar -C.D)
* Alen de Rıdvan Akar da Beşiktaş taraftarının olmadığından yakındılar. BJK'li gözüken köşe yazarlarının da hep daha çok taraftarı olan GS ve FB'nin taraftarlarına kendilerini okutmak için BJK'ye saldırdıkları dile getirildi...

Ben Cem Dizdar'ın üslubunu biraz laubali buldum, biraz yukarıdan bakma vardı, belki de panele daha entelektüel bir hava vermek için mi yaptı bilemiyorum, ama bazı anlarda sinirlendi beni... Neyse, konferansın sonunda Alen abiyle biraz zorlama resim çektirdik. Erdem (solda) utanıyordu, ben atladım (aslında benim de utanmam lazım galiba); 'Alen abi biz seninle resim çektirmek istiyoruz' dedim, o da saolsun bizi kırmadı:)

Hiç yorum yok: