Bugün üzerinde çok titremediğimiz bazı değerler,
büyüklerimizden dinlediğimiz bir dönemin futbol kültürünü özletiyor, darısı
şimdiki futbol kültürümüzün başına.
Fenerbahçeliliği belki yeryüzünde en iyi tarif etmiş
kişilerden İslam Çupi’nin Hakkı Yeten vefat ettiğinde Hakkı Yeten için Milliyet
Gazetesinde yer alan o sözlerini bir tv programında dinledim ve paylaşmak istedim. Şöyle demiş İslam
Çupi; ‘’Hakkı YETEN Beşiktaş’ta
varılamamış bir sembol müydü, bir dürüstlük mertlik abidesimiydi, yoksa siyah
beyazlı tarihin önemli bir bölümünü kramponları ile yazmış bir futbolcu muydu?
Galiba hepsi...
Bir futbolcudan çok bir Beşiktaş’tı Hakkı Yeten. Beşiktaşlı
ve diğer kulüp taraftarı Beşiktaş başkanını tanımaz, Hakkı Yeten’i tanırdı.
Beşiktaş’ın umumi kaptanı kim Beşiktaş’ın as başkanının veya veznedarının ismi
ne, Beşiktaş’ı hangi antrenör çalıştırıyor
diye merak uyandırdığında millet bu bilinmezlerin üstüne bir sünger
çeker, patronun ismini bir hamlede söylerdi: Hakkı Yeten
Anlatılmaz karizmatik bir kişiliği vardı Hakkı Yeten’in.
Kendi arakadaşları arasında yaydığı korkulu disiplin, her dakika başı tazelenen
bir nöbet almak şöyle dursun, Hakkı Yeten’in rakip futbolcular ve hakemler
nezdinde hiçbir futbolcunun bugüne kadar erişemediği anlatılamaz bir saygınlığı
vardı.
Tartışmalı gollerde hakemlerin fikrine müracaat ettikleri
tek jüri idi Hakkı Yeten. Rakip oyuncuklar, şayet Beşiktaş futbol takımında bir
usulsüzlük görmüşse, şikayet mercii yine Hakkı Yeten’di.
Şeref Stadı’nın kale direkleri değişecekse, kararı Hakkı
Yeten verirdi. Duşların yanıp, yanmayacağına, idmanlara masörün gelip,
gelmeyeceğine, hangi fuybolcuya kaç para verileceğine, prim bareminin ne
olacağına kimse karar vermez son söz her zaman Hakkı Yeten’in ağzından çıkardı.
1932 yılında Halıcıoğlu Askeri okul öğrenciliğinden soyunup,
Siyah-Beyazlı formayı giydiğiniden ölümüne kadar yani 57 yıl, yaşayan en büyük Beşiktaşlı’dır
Hakkı Yeten.
Formaların evde öküzbaşı çivitine batırıldığı, maçlara yayan
gidildiği, futbolun bir amatör aşkla oynandığı, kulüp reklerinin mukaddes bir
emanet gibi saklandığı bir dönemin ilahıdır Hakkı Yeten.
Fenerbahçe ve Galatasaray kulübleri, o zamana göre kendisine
servetler sunmasına rağmen Hakkı Yeten bırakın Beşiktaş formasını değiştirmeyi
oturduğu Beşiktaş semtini bile değiştirmemiştir.
79 uzun yıl, şerefle yaşamış lekesiz bir hayatı Hakkı Yeten’ce
bitirmenin adıdır, belki bu son ölüm...
Nur içinde yat koca Kaptanım...’’ İslam Cupi’nin bu
sözleriyle anlaşılıyor ki Hakkı Yeten Beşiktaşımızın kanını tarif eden bir
büyüğümüzdür ve Eğer artık Beşiktaşımızda bir geleneklere dönüşten bahseder
olacaksak bu ilk önce Beşiktaşımız sahaya hep bir Hakkı Yeten olarak çıkmasıyla
olacaktır. Bugün bir Hakkı Yeten yetiştirceksek Beşiktaşımızın ve Türk
futbolunun önü açılacaktır. Unutmayalım ki bizim La Masia’mız Hakkı Yeten’dir. Eğer
bizi duyuyorsan nur içinde yat Cennetspor’un büyük kaptanı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder