BEŞİKTAŞ’I YÖNETMEK İÇİN SIRADAKİ “LAFTA” KALACAK VAADİ ALALIM…
Bu sezon boyunca içimdekileri dökmek için bugüne kadar bekledim, sabrettim. Elbette kime ne benim içimdekilerden ama inanın bu kadar susan meslektaşlarımın arasında, insan düşündüklerini açıkça yazarak bir görevini yerine getirmiş gibi hissediyor…
Biraz geriye gidip baktım tam 31 Mayıs 2012 tarihinde “Başkan seçilmek mi ? Başkan olmak mı ?” başlığını atarak Yıldırım Demirören yönetimini yerden yere vurarak teması Fikret Orman güzellemesi olan bir yazı yazmışım. Başkan sonuna kadar hak etmişti bu övgüleri.
Bilmeyenlere hatırlatmak, benim de hata yaptığımı açıkça belirtmek için bununla başladım içimi dökmeye. Sn Fikret Orman, benim gibi birçok Spor Medyası çalışanını ! Milyonlarca taraftarı !! ve kongre üyelerini !!! yanılttı, Hayal Kırıklığına uğrattı. Yaşananlarda en az pay sahibi kendisi olduğundan Sn. Orman bizler gibi Hayal Kırıklığının doruklarında şu sıralarda…
31 Mayıs tarihinde çok taze bir başkandı Fikret Orman, zengin ve züppe çocuk kıvamına gelen Beşiktaş Kulübü’ne “Halkın Takımı” imasını tekrar getirmeye başlamıştı. Bir tek beni değil herkesi çok etkilemişti. Yıllar sonra bir başkana sahip olduğunu hissetmişti Beşiktaşlılar. Ağzından çıkan tek bir laf ile yazın tatil bölgeleri kavurucu sıcaklara rağmen simsiyah “FEDA” üniformalı insanlarla doldu.
Başkan çok güzel konuştu, her siyah beyazın sevdalısının damarına bastı ama bir şeyi atladı ! Beşiktaşlı yaralıydı, 8 sene kandırılmaktan bıkmıştı. Görülmemiş destek aldığı taraftarın bu konuda tahammülü yoktu. Yönetimine seçtiği, takımı yönetmek için tercih ettiği kişileri seçerken Bunu düşünemedi sayın Orman…
Her şey o vaatlerin buharlaşmasıyla çıkan güvensizlik ile siyaha döndü. Garson’dan HESAP istendi, önce garsona suç atıldı “İstedik getirmiyor, hesabın gelmesini bekliyoruz” dendi.
Garson çıktı “Ben hesabı çoktan verdim başlarında bekliyorum” dedi. Her yerden sıkışınca hem Garsondan hem de taraftarlardan kaçtı Fikret Orman, “HESAP” masada kaldı umutlar rafa kalktı…
Bilenler bilir “Cinema Paradiso” filminin enfes bir şarkısı vardır… İşte o unutulmaz Ennio Morricone eseri bu andan itibaren devreye giriyor. Arkada acıklı bir fon müziği olmadan buradan sonrası çekilmez çünkü, yavan kalır.
Cumartesi Akşamı, Her fırsatta eleştirilen Beşiktaş Taraftarı kötü gün dostu olduğunu bir kez daha kanıtlarcasına, tüm acısını kederini içine atarak tüm duygularını İnönü’de, tek mabedinde yaşamak istemişti. Yaşandı da aslında bu, Gündoğdu ile başladı gece Fesupanallah ile bitti. Onlara bunu yaşatanlara da kızmak istedi kimileri ama ona izin vermediler. Herkesin hala gözünde canlanan Denizli Faciasını yaşattılar bu güzel insanlara..
Filmde yanan sinema gibi birçok Beşiktaşlının içten içe yanan umutları Cumartesi gecesi kül oldu bir “JOP” yardımıyla ezildi…
Bundan sonra ne olur ne biter derseniz; bu sene gördüklerimden sonra tahmin yeteneğim tıkanıyor cevap bulamıyorum. Beşiktaş’a çok yakışıyor KEDER ama bu taraftar her sene sonunda “Aldırma Kartal” demeyi hak etmiyor, hele bu sene hiç Hak etmedi. Artık mümkünse kimse Beşiktaş adına bir şey vaat etmesin !!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder